5 Aralık 2010

Röportaj: Oğuz Altay / HT Magazin


Nasıl Galatasaraylı oldunuz?
Çocukluğumda kovboyculuk oynadığım arkadaşlarımın çoğu şimdi Çarşı grubunu kuran, tribün liderliği yapan kişiler. Benim etrafımda neredeyse hiç Galatasaraylı yoktu. Babam Beşiktaşlı. Beni ağabeyim ve mahalleden arkadaşımız Mehmet Tanju Galatasaraylı yaptı. Ama tescilli Galatasaraylı olmamın hikâyesi 6-7 yaşlarıma rastlar. Televizyonda Galatasaray maçı seyrediyordum, bir üçlü çekildi. Açık tribünle kapalı tribünün arasındaki senkron kaymasından dolayı “Cim bom bom bom, bom” tezahüratı dikkatimi çekti. O tezahürat sayesinde Galatasaraylı oldum. Yoksa ben büyük ihtimal Beşiktaş taraftarı olmaya adaydım.

Tribün faaliyetleri nasıl başladı?
Uzun yıllar hayranlıkla kapalı tribünü izledim maçlarda. Bir gün ağabeyim “Artık senin zamanın geldi, haydi bakalım” dedi. Galatasaray-Sakaryaspor maçıydı. O gün bir de kavgaya karıştım. Polisten dayak yedim. Galatasaraylılığım tescillendi.

Ne işle meşgulsunuz?
17 senedir aile şirketimiz var. Ağabeyimle personel taşıma, okul servisi, turizm ve inşaat sektörüyle ilgileniyoruz. Şimdi yeni birkaç işe daha girdik, İstanbul’da çöp toplanma konusunda.

ultrAslan nasıl kuruldu?
Tribündekiler kurdu ultrAslan’ı, yani uzaydan kimse gelmedi. 2000’li yıllarda Avrupa’nın birçok stadına gidip taraftar profilini inceleme imkânı bulduk. Görsel anlamda kültürümüz gelişti. Bunu başlatan kulübün Galatasaray olması gerektiğini düşündüğümüz için ultrAslan’ı kurduk.

İsmi nasıl seçildi?
İsimlerden biri Galas’tı. Galas, Galatasaray’ın Avrupa’da tanındığı isim. İkincisi 12. Adam’dı. Üçüncü isim Kapalı’ydı. Dördüncü de ultrAslan’dı. Oybirliği ile ultrAslan kabul edildi.

ultrAslan’ı maçlar dışında nerelerde görebiliriz?
En son Ankara’da Metin Oktay İlkokulu’nun iç-dış boyasını, kütüphanesini, bilgisayar odasını, spor salonunu yaptık. Futbol takımının malzemelerini de verdi. ultrAslan kendi kulübü tarafından resmi olarak tanınan dünyadaki ilk taraftar grubudur. Ayrıca kulübüne para kazandıran ilk taraftar grubuyuz.

Tribün liderleri nasıl seçiliyor?
Galatasaray tribününde lider olarak bilinen, bizim de Reis dediğimiz kişi Sebo yani Sabahattin Şirin’dir. Onun izin yani yol vermediği hiçbir şey Galatasaray tribünlerinde hayata geçmez.

Diğer takımların liderleriyle aranız nasıl?
Tüm taraftar gruplarıyla bire bir ilişkilerimiz iyi. Statlarına gittiğimiz zaman bizi karşılarlar, taraftarlarının bize karşı eylemlerini önlemek için büyük çaba gösterirler, tribüne girene kadar eşlik ederler. Aynısını biz de onlar için yaparız.

Küfür sorunu çözülebilir mi?
Günlük hayatta neredeyse herkes normal bir cümlenin içinde bile küfür kullanıyor. Tribünde küfrü kaldırmak için www.ultraslan.com’a bir yazı yazdım. Küfürlü marşların söylenmeyeceğini, yenilerinin besteleneceğini, bunların yaygınlaştırılacağını anlattım. Tribünde tezahüratı organize eden kişilerle bir arada çalışma başlattık. Galatasaraylı sanatçı arkadaşlarımızla da görüşmeler yapmayı planlıyoruz. Onlardan Galatasaray için uzun yıllar söylenecek marşlar bestelemelerini isteyeceğiz. Hedefimiz Türk Telekom Arena’ya giderken küfürsüz bir tribünü hayata geçirmek.

Galatasaray’ın kötü gidişatının sebebi nedir sizce?
Normal bir Galatasaray taraftarı üzerindeki baskının onlarca kat fazlası bizim üzerimizde var. İnternet siteleri “Neden yönetimi protesto etmiyorsunuz? Yönetimle aranızda nasıl bir ilişki var?” sorularıyla yıkılıyor. Birçok sebebi göz önüne alarak sabretmelerini söylüyoruz. Bir geçiş dönemi yaşıyoruz. Galatasaray şirketlerinin birleşmesi gündemde.

Taraftar için şirket konuları mı, iyi futbol izlemek mi önemli?
Bu şirketleşme hayata geçmezse, borçların kapatılması zor. Gelir kaynakları yaratılmazsa, yeni statla oluşacak gelirlerin girdisi gerçekleşmezse, istediğimiz yıldız futbolcuları alamayacağız, amatör oluşumdaki başarıları sağlamak mümkün olmayacak.

Transfer için dünya kadar para veriliyor, ama gelen gidiyor. Zarar edilmiyor mu?
Elano’nun verimliliğine bir bakalım. Geldiğinden beri ne yaptı? Verim alamadık. Bir futbol takımı başarısızsa, sorumlusu onu yönetenlerdir. Ben bir genel kurul ve kongre üyesiyim. Başkanı seçerken oy kullanıyorum.

“Başkan istifa!” sloganıyla protesto ettiniz ama.
Onlara ciddi bir uyarı göndermenin gerektiğine inanmaya başladık. Bunun için de o tepkiyi verdik. Aslında taraftar daha sert sloganlar atılmasını istiyor. Ama gidişattan memnun olmamamıza rağmen, hâlâ belli bir terbiye içerisinde, biraz daha sabredebiliriz diye düşünüyorum. Bu saydığımız projelerin hayata geçmesi durumunda Galatasaray’ın önünün açık olduğunu düşünüyorum. Yönetimi istifaya davet ettik evet. Belki bu hafta yine ederiz.

Hagi’yi de önceki gelişinde protesto etmiştiniz. Ama şimdi “I love you Hagi” diyorsunuz.
O protesto Hagi’nin o dönemde verdiği bazı demeçlerden kaynaklandı. Aile içinde böyle şeyler olabilir. Önemli olan Galatasaray’a en iyi hizmeti verecek teknik direktörün ve başkanın takımı yönetmesidir.

Haldun Üstünel neden istifa etti? O size yakın biri değil miydi?
Bazı konular aile içerisinde kalabiliyor. Kendisi bile bu konuda çıkıp bir açıklama yapmadığına göre benim bir şey söylemem doğru olmaz.

Herkesin protesto ettiği kişi Adnan Sezgin. Niye gitmiyor sizce?
Sebebi başkanın açıklamalarında var. Ayrıca Adnan Sezgin, Galatasaray’ın kongre üyeleri tarafından seçilmiş yönetici değil. Profesyonel olarak çalışan bir kişi.

Paralı asker denebilir mi ona?
Paralı asker. Onun yerine başka biri de bulunabilir. Ama başkan karakteristik yapısından ya da çalışma şeklinden dolayı Adnan Sezgin’in kulüpte kalmasını, taraftar ise gitmesini istiyor.

Şimdi herkesin derdi “Bu takımla Arena’ya gitmeyelim” haklılar mı?
Bu durumda biz ancak hayal kurabiliriz. Herhalde Arena’ya böyle gideceğiz, öyle görünüyor. Ben buradan bütün Galatasaray taraftarlarına bir çağrıda bulunmak istiyorum. “Sadece iyi takım görmek istiyoruz, öyle bir takım varsa geliriz, kombine alırız” demekten ziyade herkes kombinesini yine alsın. Stadımızı dolduralım. Ondan sonra geriye kalan kısmı yöneticiler yapsın. Yapabilenler kalsın, yapamayanlar da gitsin.

Arena’da size kale arkası verilmiş, öyle mi?
İki kale arkasında da varız. Bu işin dünyadaki oluşumu böyle. İstesek göbekte de oluruz. Ama o ultrAslan’ın profili üniversiteliler ve liselilerden oluştuğu için bize ekonomik olarak kale arkası uygun.

Son 5-10 yıldır Galatasaray’da en beğendiğiniz futbolcu kim?
Hagi’nin katkıları inkâr edilmez. Ama açık söyleyeyim, Hakan Şükür’ü Bülent Korkmaz’la birlikte bir numaraya koyarım. Bence Hakan Şükür’ün attığı goller gerçek kapasitesinin altındadır. Duruşu, beyefendiliği ve Galatasaray’da 15 yıl sakatlanmadan oynayabilmesiyle apayrı bir yere sahip. Kırmızı kartı bir kere tesadüfen görmüştür. 15 yıl bir insanın bilfiil var olabilmesi için ancak robot gibi olması lazım. Galatasaray’ı temsil ediş şeklinden, duruşundan dolayı bence bir numara Hakan Şükür’dür.

Arda Turan’ın biraz antipatik olduğu yazılıyor gazetelerde. Siz ne düşünüyorsunüz?
Galatasaraylı bir sporcunun saçının teline zarar gelmesini hem istemeyiz hem de buna izin vermeyiz. Nasıl bir Galatasaraylı olduğunu bildiğimiz halde, Arda Turan’ı spor sayfalarından daha çok magazin sayfalarında görüyoruz. Burada çok ciddi bir hatası var. Bence gidişatı doğru değil. Ya kendine çekidüzen verecek, kaptan olarak Galatasaray’ı nasıl temsil etmesi gerektiğinin farkına varacak ya da bunun gereği yapılacak. Yani biz sadece bir insan iyi, yetenekli, tekniği var diye onun ardından yıllarca koşmayacağız. Galatasaray taraftarı da düşüncesini değiştirdi.

Futbolcularla görüşüyor musunuz? Onlarla bilgi alışverişi yapar mısınız?
Bir yerde görürsek selamlaşırız. Ama sohbet veya bir paylaşım içerisine girmeyiz. Çünkü bu bizim genel bakışımızı ve duruşumuzu etkileyebilir. Onlar tarafından da yanlış anlaşılabilir. Genel olarak herkese mesafeli davranırız.

Yönetimle diyalog kuruyor musunuz?
Bence X takımın amigosunun ya da tribün liderinin kulüple görüşmesini öcü gibi göstermek ya zırdeliliktir ya da kör cahillik. Kesin olarak bu ilişkilerin artırılması gerekiyor. Diyelim ki tribünde olağanüstü görsel bir şov hazırlandı. Bunun bir provası var. Bunu yapabilmek, o stada girebilmek için bir izin alınması gerekiyor. Bu da karşılıklı iyi niyetli diyaloglardan geçer.

Ama meşaleler hâlâ yasak.
Tribünlerde meşale olayının sona ermesinin nasıl olduğunu biliyor musunuz? Bir Fenerbahçe maçında Ali Sami Yen’de dünya tarihinde olamayacak bir sayıda meşaleyle şov yaptık. Ondan sonra da meşale yasaklandı.

HT CUMARTESİ / Şükrü DUDU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder